İstanbul'da bayram nasıl geçti?

"Eski bayramlar mı kaldı" lafı bile geride kaldı bence. Sadece adı 'bayram'. Oturmuş kalıplar, zorunlu ziyaretler ve klasikleşen toplu sms'lerden söz etmiyorum bile.

Benim hayatımda neler olup bittiğine bakacak olursak; bu aralar hiç kalmadığım kadar yalnız kaldım. Herkes ayrı takıldı ailemde bu bayram. Ben de köpeğimiz Zeyna ile İstanbul'da bir başımaydım. Ailesiyle yaşayan biri olarak tek yaşamanın da nasıl olduğunu anlıyorum böyle durumlarda. İlk günler iyiydi de bir müddet sonra kendimi çok yalnız hissettim ve telefona sarıldım. Bayram bahanesiyle tüm arkadaşlar nerede ne yapıyor öğrenmiş oldum.

Yeni sezonun popüler mekanı: Ablam

 İlk gece, eski adı 'eelence' şimdiki adı 'Ablam' olan Özgür Aras'ın işletmecisi olduğu mekana gittim. Hürriyet Kelebek yazarı Onur Baştürk'le içeride karşılaşınca hemen dedim "teftişe geldim ben de" diye:)

Ablam nasıl olmuş derseniz; duvarlara aynalar konmuş yani alan dar olsa da daha geniş duruyor artık. Ortadaki bar yine yer kaplıyor ve mekana erken gidip bir köşe kapmazsanız herkesle yapışık vaziyette dans edersiniz. Aslında buranın özelliği böyle, yani samimiyet.  Konsept değiştiren mekan artık yerli-yabancı karışık parçalar çalıyor. Eskiden 90'lar ağırlıklı türkçe pop konsepti vardı. Böylesi daha iyi şimdi tam juke-box olmuş ama biraz çorba gibi bazen...

Burada eğlence sürerken doğuda terör esiyor

Pazartesi akşamı Efes Pilsen ana sponsorluğunda Urban Bug Party Day etkinliğinde elektronik müziğin ünlü markalarından Dj Sasha'yı ve progressive house'un duayeni Sander Kleinenberg'i Maçka Küçükçiftlikpark'ta dinleme fırsatı bulduk. O sırada Antep'te terör saldırıları olduğunu sonradan öğrendim zaten saat 00:00'da festival bitti. 

Büyükşehir çalışıyor

Bu arada yeni açılan Kadıköy-Kartal metrosunu denedim. Artık evden çıkıp metroyla direkt Kadıköy iskeleye gidebiliyorum. Bayram nedeniyle geçişler ücretsizdi. Salı akşamı bindiğime pişman oldum çünkü bayramın son günü izdiham yaratırcasına metrodaydı herkes ve çıkışa kendimi zor attım. Metrodan inenlere yol vermeyenlere, yürüyen merdivenlerin ortasında durarak acelesi olanları sinir edenlere ve o curcunaya bir de çoluk çocuk bebek arabalarıyla birlikte gelenlere yorum yapamıyorum.